* İhtiyaç duyulan
ideolojiler ne kadar hızlı geliştirilirse o kadar sert yöntemlerle
korunmaya mahkumdurlar.
* Engizisyon karşıtları
için alacakaranlık gün doğumudur. Kapitalist alacakaranlığı
ise günü batırmaya ve insanlığı gerçekte tehdit eden geceyi
başlatmaya gerek duymaz.
* Evlerin pencerelerini
tamamıyla açabilen tek bir rüzgar biliyorum: Keder
* Sistemler küçük
insanlar içindir. Büyük insanların sezgileri vardır. Akıllarına
gelen numaralara oynarlar. Sermaye ne kadar büyükse, hatalı
sezgileri düzeltme şansı o kadar yüksektir.
* Kapitalist düzen hangi
kademede olursa olsun, tepedekilerle aynı veya benzer yaradılışa
sahip insanlara hep daha büyük fırsatlar tanıyacak biçimde
yapılanmıştır. Yukarıda sömüren kişiyle sömürme biçimi
arasında ilişki kurulabilirken aşağı kademelerde insanlık dışı
nitelikler doğrudan kişinin kendisinde gözlenmektedir.
* Bütün başlangıçlar zordur. Çoğu insan daha iyi bir yaşam fırsatını, hayata yeni bir sayfa açabilme şansını sadece bir kere yakalayabildiğinden her şeyi yüzüne gözüne bulaştırır sefaletinden bir türlü sıyrılamaz. Yaş ilerledikçe yeni başlangıçlara atılmanın giderek daha da zorlaşması ve şanslı ortamda doğmamış ya da genç yaşta böyle bir fırsatı yakalayamamışların ömür boyu bundan mahrum kalmaları bu işi daha da imkansızlaştırır.
* Eğer atasözleri gibi
genelleme yapmaktan çekinmiyorsak vaktin nakit değil, naktin vakit
hatta sağlık, şans, aşk, zeka, saygınlık, huzur olduğunu
söyleyebiliriz. Zamanı olanın parası da olduğu lafı yalandır.
Salt zamanla para kazanılmaz ama parayla zaman kazanılır.
* Millet ve din söz konusu
olduğunda kimse laubalilikten hoşlanmaz. Bu nedenle belki sen şu
an için liberal bir ülkenin vatandaşı olarak marksizmin ekonomi
kurumlarını korkmadan savunabilirsin. Önemli bilginler hatta
politikacılar ve ülkenin büyük sanayicileri hakkında istediğin
gibi atıp tutabilirsin. Ama tanrı ya da alman vatanına diz uzatır
ve insanı bu uğurda şehit düşmeye hazır olmaları beklenilen
anavatan onurunu zedelersen vay haline. İşte o zaman bu kavramların
kapitalizm için nasıl bir dokunulmazlığa sahip olduğunu en iyi
sen anlayacaksın
* Sen sen ol ve toplumsal
yardım konusuna “ya hep ya da hiç” olarak yaklaşan birine
sakın kanma. Bu gerçekte yardım etmek istemeyenlerin ve münferit
durumlarda sorumluluktan kaçarak büyük laflara sığınanların
daimi yalanıdır. Onlar insancıl olmayışlarını bu biçimde
rasyonelleştirir. Onlarla dindarlar arasında bir benzerlik vardır.
Her ikisi de birinin çaresizliğine seyirci kalırken vicdan azabı
çekmez. Zira onlar “daha ulvi” misyonlar için vardır.
* Herkes bir gün ölecek.
Tabii ki bunu kimse yadsımaz. Ama herkesin aynı şekilde ölmediği
bir gerçektir. Hele bir de zenginlerin binbir çeşit yolla
ömürlerini uzatabildiklerini düşününce. Varsayalım ki on dört
içinde şu ya da bu biçimde öleceklerin geride bırakacakları
yakınlarına ömür boyu düzgün beslenme ve giyim vaatlerinde
bulunulduğunu düşünelim. Bu durumda dünyanın her yerinde
sadece intihar istatistikleri fırlamakla kalmayacak, hatırı
sayılır miktarda bir çok insan kadın ya da erkek stoacılığa
yakışır biçimde gönül rahatlığıyla intihar edecektir. Şimdi
bir değerlendirin. Milyonerin ölümüyle proleterin ölümü bir
olabilir mi? Ölümden sonra neler oluyor bilmiyorum ama ölümden
önce olan bitenler kapitalist sınıf toplumlarında gözler önünde
alenen cereyan ediyor.
* “Kim ne yaparsa yapsın
beni ilgilendirmez ama ben mal varlığımı ve gelirimi riske
atmam” çekincesi sanki bu hanımların ve beylerin seyahat etme
aşk yapma siyaset yapma spor yapma çocuk yetiştirme, kitap
hakkında konuşma alışkanlığının bir neticesidir. Bu nedenle
etrafları onları tanıyan herkes bilir sınırsız bir can
sıkıntısı ortamıyla çepeçevre kaplanmıştır. Sonuçta bu
çevre içerisinde olan bitenler kimsenin umurunda değildir. Zira
senaryo baştan bellidir. Güdüleriyle baş başa kaldıkları ve
insan oldukları ortam kendi “özel” ortamlarıdır. Bu nedenle
de sadece kendileri için yaratılmıştır. Gerçek hayatla
yüzleştikleri an ise insan olmaktan çıkarak sermayelerinin ve
gelirlerinin fonksiyonları olurlar. Büyükler için geçerli olan
küçükler için de geçerlidir. İşini kaybetmemek için küçük
memurun dünyası da zamanla aynı şekilde dönmeye başlar. Kendi
kararlarından, özgür düşüncelerinden eninde sonunda vazgeçmek
zorunda kalır.
* Büyük burjuva ile temas
halindeyken bilhassa da belirli bir grubuyla. Asla ricada
bulunmamalısın. Onların sınıfına aitmiş gibi davranmaya
çalışmalısın. Kötü davranarak hep daha çok şey elde edersin.
Çünkü bu onlara aşağıladıkları ya da en azından her şeyi
geri çevirme eğilimi gösterdikleri emir kullarını ve bağımlı
olanları anımsatır. Onlar çocukluktan beri vicdan azaplarını
egemen oldukları sınıfa karşı zorbaca davranarak bastırmaya
çalışmışlardır. Ve işte sen onlaran uzaktan da olsa yanlış
bir izlenim yaratırsan o zaman vay haline eğer bir şeyler elde
etmek istiyorsan tıpkı onlardan biriymiş gibi omuzlarına
vurabilmelisin. İstediğini almana izin verirlerse asla teşekkür
etmeyeceksin şayet onlarla ilişkin devam etsin istiyorsan. Büyük
burjuvaların ortamında tamamen özgür ve doğal davranabilme
sanatı yetenekli birinin yükselmesine imkan tanıyan sadece birkaç
yoldan bir tanesidir.
Kitap tam benlik kesinlikle okuyacağım! Okumadıysan Tembellik Hakkı diye bir kitap var onu da tavsiye ederim. Yine böyle kapital temalar..
YanıtlaSilOkudum onu bölümden önerilmişti.
Sil