31 Ocak 2016 Pazar

Hayalet Program Daemon- Daniel Suarez // Kıyamet Senaryoları II - Robotlar & Yapay Zeka

Mitolojik kıyametler ve mehdi miti bir yana insanlar yeni şeyler buldukça yeni risklerle karşılaşmışlar ve yeni kıyamet senaryoları üretmeye başlamışlardır. En ilginçlerinden biri Revolution dizisidir. Elektrik çağımızda artık hava kadar, su kadar kaçınılmaz bir ihtiyaç. Etrafımızı tümüyle sarmış durumda. Kısa süreli kesintilerde bile ne yapacağımızı bilemiyoruz. Sadece hayatını bilgisayar ve telefonla geçiren insanlardan bahsetmiyorum. Tüm dünya için bir ihtiyaç. Bu süre biraz uzarsa hasta yatağında alete bağlı yaşayanların hayatı tehlikeye giriyor, güvenlik sistemleri devredışı kalan bankalar ve dükkanlar soyuluyor. Bir sürü örnek sayabilirsiniz. Böyle bir dünyadan elektriği alırsanız ne olur? Üstelik barajların durması falan gibi bir durum da değil. Var olan tüm elektrik enerjisinin ortadan gizemli bir yok oluşundan bahsediyoruz. Uçaklar bir anda düşüyor, bilgisayar ve telefonlar kapanıveriyor ve saniyeler içinde dünya karanlığa bürünüyor. Sadece bu olayı tertip edenlerin kullandıkları özel bir alet etrafındakileri çalıştırabiliyor. Ortaçağ havasına hızlı bir dönüş yaşamış dünyada yaşam mücadelesi bir yana gizemli olaylar da dönüyor. Dizi bir Hollywood yapımı olunca odak noktası çok hızlı bir şekilde başka yönlere kayıyor olsa da fikir çok güzeldi.


Elektriğin bulunuşu yavaş yavaş insan işlerini aletlere yaptırmaya doğru bir yol açtı. Çamaşır ve bulaşık makineleri, mutfak robotları derken bugün ekmek yapan, yoğurt hazırlayan hamarat robotlarımız var. Bir de Japonlar başta olmak üzere insansı tamamen insan işlerini üzerine yıkabileceğimiz bir robot yapma yarışı var dünyada. Bunun yanında her yeni işlemciyle birlikte bilgisayarların zekasının artırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu da bizi yeni bir riske yöneltiyor. Robot distopyaları. En bilinen örneği Terminatör serisi kuşkusuz. Robotlar insanları sonuncusuna kadar katledip, köleleştirip direnişlerini kırma peşinde. Ancak bir engel çıkıyor önlerinde Connor. Bunun üzerine onu doğmadan öldürmek için geçmişe robot suikastçiler gönderiyorlar. Bu saldırılardan kurtulan Connor yavaş yavaş güçlenerek mehdi tarzında bir karaktere dönüşüyor. Benzeri bir tema Marvel'ın Age of Ultron çizgiroman arcında ve filminde işlenmişti. Çizgi romanda Hank Pym, filmde ise Stark tarafından üretilen robotumuz dünyanın haline bakıp insanların yok edilmesi gerektiğine karar veriyor ve unutulmaz bir savaş başlatıyordu. Haksız da değil hani. 

Yapay zekanın öne çıktığı Matrix serisinde ise robotlar insanları öldürmek yerine bunlarla uğraşılmaz diyip sanal gerçekliğin içine hapsediyorlar. Orada savaşlar yapmaya ölmeye öldürmeye devam eden insanlar robotlar için zararsız hale geldikleri gibi enerjilerini de kullanıyorlar. Tabii bir grup uyanıp isyan hareketine girişiyor ve işler yine mehdi Neo'muzun omzuna kalıyor sonunda. Aynı olay daha sonra ünlü anime serisi Naruto'nun da final konusu olmuştur. Bu sefer ana aktör robot değil yaşam ağacıdır. Ayın gözü adlı planı yürürlüğe koyan Madara tüm anime boyunca süregelen savaşları bunun için yapmıştır. Bu onun barış hayalidir. Tüm dünya ninjaları çakralarıyla ağacı besleyecek ve onun kölesi olacaktır buna karşılık ağacın onlar için yarattığı mutlu evrende rahat rahat yaşayacaktır. Matrxteki robot abilerimizin ilk deneyinde olduğu gibi tam bir cennettir bu. Baştan başarısızlığa mahkum bir plan. Daha önce de söylediğim gibi mutluluğun fazlası insanlara iyi gelmez. Nitekim Matrix serisinde rahat batan insanoğlu cennetten hoşlanmamış ve o plan patlamıştı. Sonunda geri yakaladıklarına ikinci matrixi kurmuşlardı ki bu da gayet bizim dünya işte. Acıların, güç savaşlarının ezilenlerin olduğu bir dünya.

Suarez'in devamı gelmeyen ama bu haliyle bile çok beğendiğim kitabı Daemon'da ise zamanının Bill Gates'i dahi bir oyun şirketi yapımcısı ölmeden önce dünyayı elegeçirecek bir yapay zeka geliştiriyor. Ölümüyle birlikte de durdurulamaz bir şekilde yapay zeka planlarına başlıyor. Bir taraftan online oyun üzerinden seçilmiş ve özel testlere tabii tutulmuş nerdler eğitimli bir ajan ordusuna dönüştürülürken diğer taraftan şirketlerin sistemlerine sızılıyor ve dünya şirketleri bir bir programımızın güdümünde bir kartele dönüştürülüyor. Programı anlayan tek kişi olan yapımcısı da öldüğü için durdurulamaz durumda. Aslında bazen düşününce hiç de fena gelmiyor. Elbette Terminatör tarzı bir sömürüye dönüşmesi istenmez ama dünyaya adil bir düzeni getirmek konusunda insanlardan umudu keseli çok oldu. İyi niyetliler yok değil ama bu hep bozuluyor. O insan bozmasa çevresi, olmadı ölümünden sonra gelenler... İnsanı anlayan ama insan gibi olmayan bozulamaz bir yazılım tarafından yönetilen bir dünya fikri bana o kadar da kötü gelmiyor.

3 yorum:

  1. Revolution ne oldu sahi? Bağımlı gibi izledim ben bunu bir dönem ama bir yerde koptum da ben o koptuğum yeri anımsamıyorum :D Neyse bu yapay zeka ile ilgili bir iki bir şey söylemek istedim. Gelişen teknoloji beni inanılmaz ürkütmekte geçen başıma bir şey geldi yapay zeka mı acaba diye düşünmüştüm ama arkadaşım öyle olmadığını söyledi.
    "Bunun Gibi Ol" diye bir uygulama var adımı ve cinsiyetimi yazdım ve bana verdiği saptama karşısında şok geçirdim. Sonra erkek arkadaşımın adını yazdım bir mesajlaşmamızda "bari çiçek resmi at" yazmıştım tam da onu söyledi erkek arkadaşım için de... Özetle cidden ürküttü beni...Bunlar tesadüf müydü yoksa sandığımızdan daha şiddetli bir şekilde iyiden iyiye çevremiz mi sarıldı bilemiyorum... Senin yazını görünce de hemen gelip paylaşmak istedim. Ama çenem düştü tabi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uygulama nasıl bir şey tam olarak bilmiyorum. Ancak sosyal medya hesapları paylaşımlarınızı tarayarak bir çok şeyi öğrenebiliyorlar hakkınızda. Mesela bir süre Japonya ile ilgili araştırma yaptığım dönem olmuştu. Youtubeda Japonya seyahat reklamları türedi birden. Bu uygulamalar da benzeri bir sistem kullanıyor olmalı.

      Sil
    2. Name tests diye bir site var oradan yapılıyor "bunun gibi ol" testin adı. Aynı şeyi düşündüm ben de sosyal medya hesaplarımızı tarıyorlardır diye...Bu bile bu ağlardan uzaklaşmak için bir sebep aslında...

      Sil