7 Nisan 2016 Perşembe

Dünya Sağlık Günü / Sağlık Sistemleri

Bugün Dünya Sağlık günü. Sağlık kurumu bir devletin en önemli yapısıdır. Son demlerinde özellikle topuğundaki olmak üzere çektiği rahatsızlıklardan sonra "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." diyerek Kanuni tarafından da sağlığın değeri dile getirilmiştir. Obama'ya seçim kazandıran en önemli etmen sağlık politikalarında yaptığı reform çalışmaları olmuştur. Keza ülkemizde de iktidarın duble yollardan sonra en çok bahsettiği konulardan biri de sağlık sisteminde seksenlerin ve doksanların o kuyruklarına kıyasla yaşadığımız değişimdir. Ülkelerin sağlık sistemleri, ekonomik politikalarına ve siyasete bağlı olarak değişim gösterir. Bizimkinin üstünden ne kadar geçilse de bitmeyen sorunları malum. Bu yazıda biraz diğer ülkelerden bahsedeceğim.


İlk olarak Amerika. Bildiğimiz gibi liberal sistemle yönetilen Amerika "Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler" politikasını bu konuda da konuşturarak sağlık sistemini hatta sigorta meselesini bile özelleştirme yoluna gitmiştir. Kapitalist sistemin bu duruşu sayesinde sağlıktan eğitime her konu çeşitli çıkar sahiplerinin rekabet ortamında birbiriyle savaştığı birer küçük küçük arena olarak değerlendirilir. Bu sistemde hastanenin teknik ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında parasal sıkıntı çekilmez, her türlü alet edevatı, son model olarak bulundururlar. Ama karşı tarafın sağlık hakkını da ekonomik gücü belirler. Bizde de giderek güçlenen ve devletin zorunluluk politikalarıyla desteklenen sigorta sistemini düşünün onlar sigortaya en az ihtiyacı olanı bulup onu sigortalamak isterler. 65 yaş üzerine hayat sigortası, bir sallansa yıkılacak eve deprem sigortası yapmak onlar için karlı değildir. Öyle olacak ki sigortayı yapacak ama ona ihtiyaç duymayacak, böylece para şirkette değerlenmeye devam edecek. İşte bu tip politikaların sağlıkta yansımasının sıkıntıları oldukça büyüktür. Siz siz olun ufak bir yaralanma için bile olsa Amerikan hastanelerinin eline düşmeyin. Obama'nın reformlarına rağmen daha toplanacak çok şey var.

Avrupa'ya bakarsak genel olarak sosyal devlet anlayışının yerleştirilmeye çalışıldığı görülür. Almanya kamu destekli bir sistem oluşturur ve gelire göre belli sağlık primleri yatırılarak sağlık güvencesi kapsamına sokar. Sistem bizimkine epeyce benziyor ama federatif bir yönetim olması buna uygun düzenlemeleri getirmiş. Denetim mekanizmalarının bize göre haliyle ileride olduğunu söyleyebilirim. Sosyal devlet anlayışıyla halk korunmaya çalışılıyor. İlaçlardaki ani fiyat yükselmeleri devlet eliyle yapılan indirimlerle dengelenmeye çalışılıyor. Aynı denetim bizde maalesef hiç işlemiyor malumunuz. Özellikle kanser gibi ciddi rahatsızlıklarda sıkıntı büyüyor. Fransa'da hastalar doktorlarını serbestçe seçme hakkına sahiptirler. Ancak sağlık kurumları taşra ile merkez arasında dengeli yayılmadığından ve haliyle doktorların hastalarını gelire göre düşünerek seçtiğinden sistemin adaleti tartışmalıdır.  Burada belirtmemiz gerekir ki bir sistem ne kadar paranın elinden devletin eline ve sosyal devlet anlayışıyla genele yayılırsa hastanelerdeki yoğunluğun o ölçüde haliyle arttığı görülür. Bu da sosyal devlet sisteminde bir dezavantaj oluşturur. Hastaneler dolu, sistem yavaştır. Yani ülkemizin hastane yoğunluklarının düşmesi Amerikan ucuna doğru yaptığımız yavaş yavaş ilerlemenin bir sonucudur. Bunu ne kadar başarı, ne kadar korku dolu kapitalist ütopyaya yolculuk olarak görmek size kalmış. Bana göre iki ucun dengesini bulmak en temizi. Sosyal devlet sistemini en dengeli şekilde yürütmeyi başaran İngiltere ölüm oranlarını (bebek ölümleri salgın hasta ölümleri, anne ölümleri) önemli ölçüde düşürmüştür. Ama ülkemizin uçlarda yaşamayı pek sevdiği de aşikar.

Bunun dışında nüfus yoğunluğu ile dikkat çeken Çin'de bir dönem ilginç bir politika uygulanmış. Bizdeki köy ensütülerine benzer şifacı okulları açılmış. Burada her bölgeden çocuklar toplanarak eğitilmiş ve geldikleri yerlere sağlıkçı olarak çalışmak için geri gönderilmişler. Rusya'da ise sektörler arasında erkek egemenliği hakim. Normalde başlarda sosyalist fikirler sebebiyle olsa gerek çok kazanmadığı düşünülen sağlık sektörü kadınlara bırakılmışken, şimdi sektörün değer kazanmasıyla bizdeki erkek hemşirelerin artışı gibi onlarda da erkek sağlık personeli hızla artmakta. Personel sıkıntısı çok bariz. Yatak sayısı gibi ölçütlere baktığımızdaysa hem Sovyet döneminde ayrılan ülkelerden hem de Avrupa genelinden daha gelişmiş bir sistemleri olduğu görülebilir.

Daha ayrıntılı inceleme için meraklısına 84 ülkenin karşılaştırıldıkları makaleyi önerebilirim. Ülkemizde ve dünyada sağlık sistemlerinin pek çok diğer sorun gibi iyiye gitmesi dileğiyle Dünya Sağlık Günü kutlu olsun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder